Giriş yap

AIIB, Yeni Alternatif mi,Yeni Maşa mı?

AIIB, Yeni Alternatif mi,Yeni Maşa mı?

Bu çalışma AIIB(Asian Infrastructure Investment Bank)’nin genel kapsamını, projelerini, hangi ilkeler üzerine kurulduğunu ve üye ülkelere neler sağladığını incelemektedir. Bu çalışmada bankanın söylenen amaçla kurulup kurulmadığı ele alınmakta ve ardından bankanın bölgesel değişimler yaratmasıyla, Çin’in ABD tarafından neden güvenlikleştirmesi tartışılmaktadır. Genel hatlarıyla bankanın kurulduğu dönemde dünyanın böyle bir yapılanmaya ihtiyacı olup olmadığını sorgularken, bunun jeopolitik ve jeostratejik yansımalarını bu makalede net bir şekilde ortaya koyuyor ve belirli projelere yaptığı yatırımların sayısını açıklıyoruz. GİRİŞ Asya Yatırım ve Kalkınma Bankası’nın genel amacı ve misyonu: Bölgedeki ülkelerin ekonomilerinin sürdürülebilirliğini desteklemek, teşvik etmek ve teşvik eden sektörlere yatırım yaparak Asya’da zenginlik yaratmanın yanı sıra mümkün olduğu kadar alt yapı çalışmalarına destek olmayı benimsemektir. Bu çok taraflı kalkınma bankasının diğer kurumlarla iletişime ve işbirliğine açık olması sürdürülebilirliğe ne kadar önem verdiğini göstermektedir. AIIB; ulaşım, telekomünikasyon, kırsal alanlar için altyapı desteği, tarım desteği, su kaynaklarına erişimin desteği, doğa dostu olmasının yanında kentsel dönüşüm süreçlerinin desteklenmesi, lojistik açıdan sürdürülebilirliğe önem verilmesi ve bunlara yönelik projeler hazırlayarak finansal kaynak sağlamaktadır.
AIIB çatısı altında; 33 farklı üye ülkede, 12 farklı sektör için 196 onaylı projesinin yanında ayrıca 41 önerilen proje ve 15 özel fon bulunmaktadır. Örgüt, Ocak 2016’da hayata geçtiğinde sadece 8 onaylı projesi vardı ve her yıl artarak yatırımlarına devam etti. Günümüz itibariyle bu örgütün 106 üye ülkesi vardır. Önümüzdeki yıllar içinde de birçok müstakbel üyeye sahip olan bu örgütün, üyelerinin artacağı tahmin ediliyor. Tüm bunların yanında 2022 yılı itibari ile AIIB’nin onaylı proje sayısı 35’e yükselmiştir. Bu banka Ocak 2016’da Çin’in Pekin şehrinde kurulmuştur. Bu organizasyonun yönetim sürecindeki sisteme hakim olan dört farklı organ vardır: Yöneticiler Kurulu, Yönetim Kurulu, Üst Düzey Yönetici Yönetim Ekibi ve Uluslararası Danışma Paneli. Ek olarak yukarıda bahsedilen dört organa bağlı birçok departman vardır. Yöneticiler Kurulu’na ülkeler AIIB’nin yıllık toplantısına seçtiği kişileri atayarak katılım sağlar. AIIB üyelerinden seçilen başkan ve başkan yardımcısı olarak atanan üyelerin önderliğinde oluşan gruptur. Yönetim Kurulu, bu teşkilatın Yöneticiler Kurulu tarafından kendisine verilen tüm yetkileri kullanarak banka faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumlu organıdır. Bankanın politika stratejisini, yıllık planını, bütçesini onaylama veya uygulama hakkına sahiptir; banka işlemleri ile ilgili karar alma vb. işler için organizasyonun üyeleri tarafından atanan bazı yöneticileri vardır. Üst Yönetim, AIIB üyeleri tarafından beş yıllığına atanan bir kişi tarafından yönetilir. Bu kişi bir kez yeniden seçilme hakkına sahiptir. Bu departman aynı zamanda AIIB’nin politika ve stratejisinden sorumludur ve beş başkan yardımcısına sahiptir. AIIB’nin son organı; Başkan ve Üst Yönetim organlarına, gelecek yıllara ilişkin politika ve stratejiler gibi bankanın genel konularında yardımcı olan Uluslararası Danışma Paneli’dir. Bu organ fiziki ve sanal olmak üzere yıllık en az iki toplantı yapar. AIIB Başkanı, Uluslararası Danışma Paneli’ni iki yıllık bir süre için atama, seçme veya gerekirse yeniden atama hakkına sahiptir.

SİSTEM KARŞISINDA BİR MEYDAN OKUYUCU:
AIIB Bu örgütün ilkelerini anlamak için AIIB’nin kuruluş sözleşmesine bakmak gerekir. Ülkelerin bu örgüte katılmadan önce üzerinde anlaşmaya vardıkları beş farklı madde vardır: Düşünüyorum, Kabul Ediyorum, Farkına Varıyorum, İkna Ediyorum, Anlaştım.e Asya ülkeleri için ekonomik ve sosyal kalkınmayı teşvik etmek, sürdürülebilir büyüme oluşturmak için bölgesel işbirliğinin önemini belirten bu örgüte katılmadan önce ülkelerin üzerinde anlaşmaya vardıkları ilkedir. Bu öncül antlaşma, bölge veya küresel ölçekte barış ve istikrarı etkileyebilecek olası krizlere karşı bölgesel dayanıklılığa dikkat çekmiştir. Onaylama; bölge ülkelerinin altyapılarının geliştirilmesine, bölgesel bütünleşme düzeyinin yükseltilmesine, toplumsal kalkınmanın sürdürülmesine ve bölge halkı arasında toplumsal uyumun sağlanmasına özen gösterir. Gerçekleştirme, üyelerin dikkatini Asya’daki uzun vadeli finansman altyapı planlarına ve mevcut çok taraflı kalkınma bankalarıyla işbirliği alanlarına çekmeye çalışır. Bu, örgütün Asya’ya katkı sağlayabilecek ve AIIB’nin zenginliğini artırabilecek her türlü kuruluşla işbirliğine açık olduğu anlamına gelir. Bankanın altyapı gelişimine odaklanan çok taraflı bir finans kurumu olarak kurulmasının, Asya içinden ve dışından çok ihtiyaç duyulan ek kaynakların harekete geçirilmesine ve ayrıca Asya’daki bireysel finans sektörünün karşılaştığı ekonomik darboğazların ortadan kaldırılmasına yardımcı olmakla birlikte mevcut çok taraflı kalkınmayı tamamlayacağına inanılır. Bankalar, Asya’da sürekli ve istikrarlı büyümeyi teşvik eder. Son olarak, bu örgüte katılan ülkeler AIIB’nin örgüt sözleşmesindeki aşağıda belirtilen maddelerini kabul ederler: Bu teşkilat kurulduğunda; uluslararası parasal işbirliğini oluşturacak, dünyadaki ticaret alanının kapsamını genişletecek, sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak ve dünyada olası bir uluslararası para krizini önleyecek iki farklı uluslararası örgüt vardı: “IMF” ve “Dünya Bankası”’. Bu iki organizasyon ‘’Bretton Woods’’ sisteminin ürünleri olarak adlandırılabilir. Onları hem olumsuz hem de olumlu yönden eleştiren birçok farklı algı vardır. Liberallere ve neo-liberallere göre: IMF ve Dünya Bankası gerçekten dünyanın kalkınmasına birçok katkı sağlamakta, üyeler arasındaki işbirliği ağını büyüterek ve dünyadaki ticari faaliyetlerin sayısını artırarak zenginlik yaratmaktadır. IMF ve Dünya Bankası’na yöneltilen diğer eleştirilere göre Bretton Woods’un bu iki kurumu; kapitalist dünyanın yani “Batılı ülkelerin” çıkarlarını korumak için kurulduğu öne sürülür. Ayrıca IMF ve Dünya Bankası, Çin gibi ülkelere daha fazla söz söyleme hakkı vermek için onlarca yıldır kendi içinde reform yapamamıştır. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler literatüründe, AIIB örgütüyle ilgili bir başka tartışma daha vardır ki o da: ABD Kongresi’nde; IMF ve Dünya Bankası, Çin’e hak vermek konusunda daha fazla tolerans gösterememesi yüzünden Çin, AIIB’yi kurmak istemiştir. Onca zamandır birçok krize rağmen IMF ve Dünya Bankası ayakta kaldı ancak 1997 Asya Mali Krizi, 2008 Büyük Durgunluk gibi tüm dünyayı etkisi altına alan, ABD’den AB’ye ve diğer dünya ülkelerine kadar uzanan krize bakacak olursak, bu iki kurum dünyanın ihtiyaçlarını karşılayamamıştır. IMF’nin bu başarısızlığını anlamak için Asya’daki 1997 krizine geri dönerek durumu çok daha iyi anlayabiliriz. 1997 krizinde IMF, yüklü miktarlarda ekonomik yardımla ülkelerin imdadına yetişti ancak zor şartladaki kriz ülkelerinin, çözümünden çok kriz sorunlarının bir parçası olduğu ortaya çıktı. Bunun sonucunda Asya’da bölgesel dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve ekonomik büyümeye önem veren bölgesel bir yapılanmaya yani Asya ülkelerinde istikrarın sağlanması ve ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğinin oluşturulması için yeni bir kuruma ihtiyaç duyulmuştur. Ayrıca Çin’in IMF’de daha fazla güç sahibi olmasını onaylayan senato kararının başarısız olmasının ardından Çin’i AIIB’yi oluşturmaya iten bir diğer nedenin de, Çin ile ABD arasındaki rekabet olduğunu görüyoruz. AIIB’ye karşı diğer görüş: Çin’in bu örgütü bölgeye hakim olmak, Kuşak ve Yol Girişimi gibi 4-8 trilyon dolara ihtiyaç duyan projelerini hayata geçirmek için yaratmasıdır. Bu eleştiriye ek olarak: Japonya’nın hakim olduğu ADP(Asya Kalkınma Bankası)’nın faaliyetlerini dengelemek için Çin tarafından inşa edildiği de konuşulanlar arasındadır.

KUŞAK VE YOL GİRİŞİMİ – OYUN DEĞİŞTİRİCİ
Bu örgütün popüler ismi ‘’New SilkRoad’’dur. İlk kez ABD Dışişleri Başkanı Hillary Clinton tarafından duyurulan ve ABD’ye göre bu girişimin ana fikri tamamen Afganistan’ı güney ve kuzey ticaretine bağlamaktı. Sonuçta kuzeydeki ticaret faaliyetlerinin sayısını artırarak Afganistan’ın durumunu iyileştirmeyi hedefliyordu. Çin’in aynı isimle ancak farklı bakış açısı ve kapsamıyla başlattığı başka bir girişim daha vardır. Kuşak ve Yol Girişimi, ilk kez 2013 sonbaharında Çin’in yeni lideri Xi Jinping tarafından duyuruldu. 2016 yılına kadar 100 ülke bu projeye desteğini, ilgisini ve katılmaya istekli olduğunu ifade etti. Antik Çağ’da, İpek Yolu’nun dışında birçok yol vardı ve farklı yollar ile Avrasya’da ticaretin kolaylaştırılması için gerçekten çok kullanışlı olmuştu. Bu yollar aynı zamanda bilgi paylaşımı için de gerçekten önem arz ediyordu. Kadim İpek Yolu’nu dünyanın ilk küreselleşme adımı olarak sayabiliriz. Modern İpek Yolu projesinin kapsamı ve içeriği eskisine göre çok daha zengin ve kapsamlı olduğu da bir gerçek. Çin’in derinliklerinden başlayan bir karayoluyla Avrupa’nın zirvesine kadar devam ederken, aynı zamanda bunun hem karayolu hem denizyolu olduğunu da unutmamak gerekir. Afrika’nın yeni bir aktör olarak görüldüğü bu kapsamlı rota içerisinde birçok yatırım ve kredi imkânı sağlanıyor. Bu bölgede, Güney Çin Denizi’nden kalkan gemilerin bağlantı noktaları için çalışmalar devam ediyor. Avrasya bölgesi, tüm ülkeleri birbirine bağlayarak, bölgedeki ticaret faaliyetlerini artıracak toplam dünya nüfusunun %70’ini ve dünya GSYİH’sının %55’ini olumlu yönde etkileme şansına sahip olabilir. Bu proje sadece ekonomik faaliyetler ötesinde aynı zamanda enerji, halk sağlığı, ulaşım sistemleri, su ve tarım projesidir. AIIB’nin tüm yatırımlarının neredeyse %25’i enerji için ayrılmış durumda. Sonuç olarak bu projeye katılanların sayısında bir artış görüyoruz çünkü bu proje kazan-kazan üzerine inşa edildi. Bu banka yukarıda da belirttiğimiz gibi bölgesel dayanıklılığa önem veriyor. AIIB koronavirüs döneminde, sermaye açıklarını gidermek için finansal örgütler aracılığıyla yeni bir uluslararası kriz yaratacak likiditeyi önlemek için bir Türk özel şirketi olan Akbank›a 100 milyon ABD doları kredi verdi. Bu süreç Çevresel ve Sosyal Politika kapsamında kullanılmıştır. AIIB, Azerbaycan’ı enerji alanında Avrupa’ya bağlayacak olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı’nın (TANAP) inşası içinde Azerbaycan’a 600 milyon ABD doları tutarında kredi verdi. Türkiye TANAP’da ev sahibi ülke konumundadır ve bu durum Türkiye’nin Avrasya’daki jeopolitik ve jeostratejik konumunu da artırmaktadır. Mısır, Hindistan, Çin, Özbekistan, Türkiye, Bangladeş, Laos, Pakistan, Gürcistan, Umman, Tacikistan olmak üzere 11 farklı ülkede toplam ulaşım yatırımı 550 milyon Euro’dur.

ÇİN'İN GÜVENLİKLEŞTİRMESİ: TİCARET SAVAŞLARI
AIIB’nin en büyük paydaşı Çin, en büyük oy yetkisini elinde tutarak, bu gücünü dünyadaki çıkarlarını korumak için kullanmak istiyor. Bazı akademisyenlere göre: AIIB ve en büyük hedefi olan Kuşak ve Yol Girişimi, Çin’in siyasi ve ekonomik çıkarlarını gerçekleştirmek için yaratılmıştır. Kazan-kazan sürecinde bu girişimler üyeler üzerinde olumlu etkiler yaratıyor olsada ekonomik pastanın en büyük dilimi Çin’e gidiyor. 1980’de IMF ve Dünya Bankası’na, 2002’de Dünya Ticaret Örgütü’ne katılan Çin, son yıllarda pozitif anlamda ve büyük ölçüde etkilenmiştir. Çin içindeki orta sınıfın payı %3’den %50’ye yükselmiştir. Bu hızlı gelişme ABD’nin Çin’e yönelik dış politikasını da etkilemiştir. Son 20 yılda Çin’in, ABD başta olmak üzere batılı ülkeler tarafından güvenlikleştirme sürecine girildiğini görmekteyiz. 1980’li yıllarda Çin, ABD’nin SSCB’nin nüfuzunu engellemek için yararlı olan müttefiklerinden biriydi ama Çin bu müttefikliği ekonomik, politik, sosyal nüfuz açısından sürdüremedi. 21. yüzyılda dünyadaki ekonomik ve siyasi açıdan yaşanan hızlı gelişmeler, bölgedeki mücadeleler ve AIIB gibi yeni kurumların yaratılması ABD’nin hayati çıkarlarına karşı yeni tehditler sayılabilir. Sovyetlerin dağılmasından sonra ortaya çıkan Kopenhag Okulu›na göre bu durum güvenlik çalışmalarında yeni bir anlayış oluşturmuştur. Kopenhag Okulu’nun en güzel ürünlerinden biri de Trump’ın 2018’de açıklanan Ulusal Savunma Stratejisidir. Bu strateji ABD’nin hayati çıkarlarına karşı tehdit sayılabilecek; Çin, Rusya, İran, Kuzey Kore olmak üzere 4 farklı ülkeyi kapsayarak 38 oluşturulmuştur. Bu stratejinin açıklanmasının ardından ABD tarafından Çin’e karşı ticaret savaşı ilan edilmiş ve bu süreçte Çin’de ABD’ye karşı ticaret savaşı yürütmüştür. Çin, dünyadaki sorumluluğunun bilincinde, iletişimi artırmaya çalışan ve diplomasiye önem veren bir ülkedir. Çin’in Büyük Stratejisi, dünyadaki ekonomik büyümesini, istikrarını ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Asya’nın diğer aktörleri yani Japonya, Güney Kore gibi ülkelerin Çin’in sistemine meydan okuması onları olumsuz etkileyebilir.

SONUÇ
AIIB, bölgesel sürdürülebilirlik, ekonomik büyümeye, altyapı alanındaki gelişmelere önem veren ve Asya’da bölgesel dayanıklılık anlayışı oluşturmak isteyen bir örgüttür. AIIB’nin 33 farklı üyesinde 12 farklı sektör için 196 onaylı proje, 41 önerilen proje ve 15 özel fon bulunmaktadır. Ciddi anlamda genişleyen bir yatırım dosyasına sahip olan bu banka, likidite durumundan kurtulmak ve en büyük projesi olan “Kuşak ve Yol Girişimleri”nin finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla diğer uluslararası kalkınma bankalarıyla da işbirliğine açıktır. Kuşak ve Yol Girişimi, esasen Avrasya için bir kazan-kazan yöntemidir. Dünya nüfusunun %55’ini ve dünya ticaretinin %75’ini doğrudan etkileyecek olan bu proje, 2013 yılında Çin tarafından başlatılmıştır. Onlarca farklı alanda bu projeye finansal destek sağlanmaktadır. Pandemi sürecinde aktif rol alan bu banka; Likidite sorunu yaşayan bankalara finansal destek sağlayarak diğer bankaları bu sorundan kurtarmış ve bankaların elindeki varlıklara yatırım yaparak gelişim süreçlerine destek olmuştur. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetlerin etkisini kırmak için ABD ile iyi ilişkiler kurmaya çalışan Çin, sonraki dönemde Dünya Ticaret Örgütü’ne katılarak ticaret sistemiyle tam anlamıyla iç içe olmuştur. Belli bir süre sonra ekonomik olarak ciddi anlamda gelişen Çin, dünyanın en büyük ekonomik gücü olan Amerika’nın rakibi olabilecek kadar güçlenmiş ve bunun yanı sıra dünya sorunları karşısında sorumluluklarının bilincinde olup, sorunlara çözüm üretmektedir. Bu sorumluluklar sayesinde bölgedeki dengeleri değiştiren projelere imza atarak, Amerika’nın ‘’Bretton Woods’’ sistemine de meydan okudumuştur. Bu olaylar daha sonra Amerika ile Çin arasındaki ilişkilerin gerginleşmesine ve sözde ticaret savaşlarının çıkmasına neden olmuştur. Kuşak ve Yol Projesi hayata geçirildiği takdirde, Çin tüm ekonomik ve siyasi çıkarlarını gerçekleştirmiş olacak ve dünyanın en büyük ekonomisi olma konumunu giderek güçlendirerek çıtayı yükseltme şansı yakalayacaktır.

Muhammed Yıldırım